Kendinden Geçme, Korku ve Sayı: “Kalabalıkların Adamı”ndan Kendini Örgütleyen Çokluk Mitlerine

Demokratik birey ile şehirli çokluk arasındaki ilişkinin yapısını kuran kendinden geçme (ecstacy) ve korkunun, kaygı ve arzunun eski tarihinden bizim kişisel ve politik hayatlarımızda ne gibi izler kaldı? Bu korkuyu boğup durdurmak, bu kaygıyı bastırmak için şehrin tam da dokusunda, hatta insan tenlerinin ve psikelerinin tam içinde ne gibi tuzaklar ve çıkmaz sokaklar inşa edildi?

Sosyalizm Sonrası Özerkliğin Çatışkıları

Bu makale, eski Yugoslavya bölgesinde, veya jeopolitik gündemin terminolojisiyle söylersek “Batı Balkanlar”da, “kültürel üretimin” çevresel neo-liberal ekonomi politiğinin post-sosyalist çerçevesinde, özerkliğin anlamları ve işlevlerini açıklamayı amaçlamaktadır.

Ermenistan’daki Yeni Siyasi Özneler ve 1 Mart Olayları

Günümüz Ermenistan’ında meydana gelen siyasi ve sosyal gelişmeler, “üçüncü dünya ülkeleri”ndekilerle benzerlikler göstermektedir. Lakin, benzerliklerin yanında farklılıklar da vardır. Sovyet sanayileşmesi, Ermenistan’a demografik, endüstriyel, siyasi ve kültürel merkezileştirmeyi getirmiş, ülke nüfusunun yüzde 30’undan fazlası başkentte yığılmıştır.

Asyaca Direnmek

Romantik bir sözcük olan “direniş”, güncel sanat alanında geniş bir anlamla, sıkça kullanılıyor, çünkü bu sözcük, güncel sanata inancın – kapitalizmin “doğal düzenine” karşı koyma iddiasının ve iradesinin – temel simgelerinden biridir.

Extravagantia II: Koliko Fašizma? [Extravagantia II: Ne Kadar Faşizm?]

Kayıtsızlık ile bugün yaşanan güçsüzlük arasında bir bağ var. Devletler kayıtsızlığı örgütlüyor, faşizm ile sözleşmeler yapıyor, ve sonra da ona yem olabiliyor. Halk hatırlıyor, direniyor, mücadeleyi sürdürüyor. Bugün anti-faşist bir cephe mevcut değil; onun yerine faşizmin varlığına teslim olmayı reddeden, yaşamda nefretin, sürekli gerginliğin ve savaşın ötesinde bir şeylerin var olduğunu bilen, ve bugünkü devletten yarım yüzyıl önceki devletlerden ve gücü elinde tutanlardan farklı davranmasını talep etme gücüne sahip bireyler var. Bu çözümlemeleri bu yöndeki talepler başarıya ulaşsın, insanlar bu talepleri formüle edebilsinler diye ve bu yüzyılın kâbusunu sona erdirebilsinler diye kaleme alıyorum.

Ferhat Kentel, Meltem Ahıska ve Fırat Genç’le Milliyetçilik Üzerine Siren İdemen

Oturduğumuz yerden milliyetçilik üzerine konuşmak başka, Anadolu’yu arşınlayıp yüz yüze görüşmeler yapıp konuşmak başka. “Milletin Bölünmez Bütünlüğü”: Demokratikleşme Sürecinde Parçalayan Milliyetçilik(ler) başlıklı ufuk açıcı bir çalışma yapan Ferhat Kentel, Fırat Genç ve Meltem Ahıska’ya kulak veriyoruz…

Exception [İstisna] – Sırbistan’da Genç Kosovalı Sanatçılar Sergisi Vakası

Bu bölümde Exception – Contemporary art scene of Prishtina [İstisna – Priştine Güncel Sanat Sahnesi] başlıklı sergi ve bu serginin Şubat 2008’de Belgrad’da vahşi bir biçimde açılma(ma)sı “vakası” ele alınıyor. Sergiyle aşağı yukarı aynı zamanlarda yerel Kosova liderliğinin Sırbistan’dan bağımsızlığını ilan etmesinden hemen önce ve sonrasında patlak veren kitlesel siyasi fırtınanın gölgesinde kalan bu olay, Belgrad’ın “eleştirel sanat ve aktivizm sahnesi” diye tanımlayabileceğimiz çevrelerde bir dizi mitsel yananlamlar kazandı.

Sergileme Politikaları ve Güncel Sanatta Ulusal Temsilin Sorunları

Söz konusu serginin gerçekleştirilmesinin temel motivasyonlarından biri belki de, Belgrad güncel sanat çevrelerinin, 2000 yılından sonra “resmen” meydana çıkmış genç ve canlı Kosova sanat ortamına duydukları özel ilgidir. İlginç bir diğer nokta ise, yerel güncel sanat ortamlarının “Batı Balkanlar”da böyle aniden “serpilmesi”, çoğu zaman çeşitli yabancı kuruluşlardan gelen önemli miktarda para akışıyla ilişkiliydi ve hâlâ da ilişkili.

Dört Perde ve Bir Çift Çorap

Bu oyundaki aktörler sahneye “ikon” olarak çıktılar; kendi imgelerine gömülü olarak. İkisi de galeride ayakta duruyordu, birinin Adem Jashari ötekinin Elvis Presley olduğu anlaşılıyordu. Birincisi savaşçı/aşiret giysileri içinde, elinde sıradan, gündelik bir işmiş gibi bir otomatik silah tutuyordu; ikincininse zamanında Andy Warhol’un resmettiği gibi üzerinde kovboy giysileri vardı, elindeki silahı çekmiş, ona bakanlara çevirmişti. İkisi de Dren Maliqi’nin “Yüz Yüze” başlıklı işinin bir parçası olarak orayı ziyaret etmeye gelmişti.